Omuzda Kas Sıkışması (İmpingement Sendromu)
Omuz eklemini oluşturan kemik yapılar; kürek kemiği, humerus dediğimiz kol kemiği ve köprücük kemiğidir. Kol kemiğini, köprücük kemiğine rotator manşet dediğimiz dört kasın kirişlerinden (tendon) oluşan bir yapı bağlar.
Rotator manşet kasları, kirişleri ile kemiğe yapışır ve kasılmaları sayesinde kolun kalkması ve omuzun dönmesi hareketleri yapılır.
Köprücük kemiğinin akromion dediğimiz omuzun çatısını oluşturan yapısı ile rotator manşet arasında bursa dediğimiz kese şeklinde bir yapı mevcuttur. Bursa; akromion ve rotator manşet arasında yer alarak iki yapının birbirine sürtmesini ve aşınmalarını engeller.
Kaslar nasıl sıkışır?
Genellikle kolumuzu kaldırırken akromion ve rotator manşet tendonları arasında tendonların kayarak hareket etmesini sağlayacak yeterli hareket alanı vardır. Fakat her kolumuzu kaldırışımızda tendon ve bursa dokusunun akromiona bir miktar sürtünmesi olur. Bu olaya impingement (sıkışma) denmektedir.
Normalde gün içinde kolumuzu omuz seviyesi üzerine her kaldırışımızda bir miktar sıkışma olmaktadır. Ancak kolun sürekli omzun üzerine kaldırılmasını gerektiren işler, tekrarlayan silkeleme ve fırlatma hareketi rotator manşet tendonlarında irritasyon veya hasar oluşturabilir.
Akromion ve rotator manşet arasındaki alanı daraltan her olay sıkışmanın kötüleşmesine yol açar.
Kolun aktif olarak tekrar tekrar kaldırılması, adalede ödem yada bursada şişmeye, bu da mesafenin daha da daralmasına sebep olur. Yine bazı kişilerin omuz çatısını oluşturan akromionun şeklinin farklı olması nedeni ile mesafe yapısal olarak da biraz daha dar olabilir. Bunun yanı sıra kireçlenme ile birlikte kemik ve eklem uçlarında oluşan kemiksi çıkıntlar da mesafede daralmaya neden olur.
Kolunu yukarı kaldıran yüzme, tenis, beyzbol gibi sporla ilgilenen genç sporcularda yaygın olarak görülür. Kağıt asma, duvar boyacıları, inşaat işçileri, çamaşır silkeleyen temizlik görevlileri gibi kolunu yukarı kaldırarak çalışan kişilerde de yatkınlık yüksektir.
Ne gibi bulgular olur?
Kolun kaldırılması, arkaya götürülmesi gibi aktivitelerde ağrı görülür. Örneğin arabanın arka koltuğundan birşey almak için yönelme, cüzdanı arka cepten çıkarma, yorganı çekme, sütyen bağlama, emniyet kemeri bağlama, saç tarama gibi hareketler ağrıya neden olur.
Yine hastalar, ağrılı omuz üstüne yatamamaktan şikayetçidirler.
Tanı nasıl koyulur?
Omuz Sıkışma Sendromunda tanı, fizik muayene ile koyulur. Ancak, tedavide sıkışmanın düzeyi ve eşlik eden patolojilerin irdelenmesi için MR tetkikine ihtiyaç duyulur.
Tedavisi nedir?
Tedavide temel amaç ağrıyı azaltmak ve omuz fonksiyonlarını geri kazanmaktır. Hafif ve başlangıç durumlarında, hekimin uygun göreceği ilaçlar ve hastaya öğretilen egzersizler yeterli bir tedavi sağlayabilir. Orta ve ağır durumlarda ise fizik tedavi mutlaka gereklidir. Fizik tedavi planının ayrıntıları, başarılı sonuç almada büyük rol oynar. Hastanın yaş, aktivite seviyesi ve genel sağlık durumuna göre uzman hekim tarafından tedavi programı oluşturulur. Erken dönemde ağrıyı arttıran hareketlerden kaçınmak ve kolu istirahat ettirmek gereklidir. Ancak bu dönemden hemen sonra, omuz eklem kapsülünde kalınlaşma ve eklem hareketlerinin kalıcı kısıtlanmasına neden olmamak için germe egzersizleri ve rotator manşet kaslarına güçlendirme egzersizleri başlanmalıdır. Fizik tedavinin etkinliği, tedavi sonrasında hastanın tam düzelinceye kadar egzersizlere devam etmesi ile artar.
Fizik tedaviye dirençli veya kısmen dirençli durumlarda, eklem içi enjeksiyonlar, sinir blokajı enjeksiyonları, PRP de tedaviye yardımcı olabilir.
İleri evrelerde ise cerrahi tedavi gerekebilir.
Rehabilitasyon tamamlandıktan ve sağlıklı omuz fonksiyonları elde edildikten sonra hastanın sakatlığa zemin hazırlayan davranışlara devam etmemesi, ev ve iş yerinde tekrarlı omuz hareketlerinden kaçınması hastalığın tekrarından korunmak için gereklidir.