Başın aynı taraf omza doğru yatması ve çenenin karşı taraf omzuna doğru yaklaşacak şekilde başın düşey ekseni etrafında dönmesi sonucu oluşan görünüme tortikollis denir.
Boynun öne ve yana eğilmesini, yanlara dönmesini sağlayan sternokleidomastoid (SKM) kasında gelişen kısalma (kontraktür) sonucu oluşan eğri boyuna ise musküler tortikollis denir. Tortikollis nedenleri arasında % 95 ile en büyük grubu oluşturduğundan eğri boyun denince müskuler tortikollis kastedilmiş olur.
Nedeni
Rahim içinde bebeğin boynunun sürekli olarak rotasyona zorlanmasının, SKM kasında kanlanma bozukluğuna (iskemi) yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu durum SKM kasında nedbe dokusunun oluşmasına neden olmakta, sonuçta kas kısalarak boyunda tortikollis görünümüne neden olmaktadır.
Hemen her zaman tek taraflı oluşur. Kızlarda daha sıktır. Olguların dörtte üçünde sağ taraf tutulur.
Klinik Görünüm
Doğumu izleyen ilk 2 ila 3 hafta içersinde boyunda SKM kasına uyan bölgede sert, ağrısız bir kitle fark edilir. Bu kitle hemen her zaman köprücük kemiğine yakın bölgededir. Daha sonra bu şişlik giderek genişler. Daha sonraki 2 ila 6 aylık süre içersinde ise giderek geriler ve kaybolur. Ancak SKM kası sert ve gergin bir şerit halini alarak zamanla kısalır. Boynun tutulan tarafa doğru dönmesi, öne ve karşı omuza doğru eğilmesi kısıtlanır.
Kontraktür giderilmediğinde, iki yıl içinde yüz ve başa ait ikincil değişiklikler gelişir. Rahat ettiğinden genellikle yüzükoyun yatırılan bebekte kısa taraftaki yüz yarımı yatağa uyum sağlayarak zamanla düzleşir (plagiosefali).
Çocuk büyüdükçe yüzde asimetri gelişir; yani her iki yüz yarımında gözler ve kulaklar değişik seviyelerde gelişir ve kısa taraftaki yüz yarımı daha küçük kalır.
İleri olgularda kontraktürle aynı taraftaki omuz diğer omuza göre daha yüksekte olarak gelişir. Omurga boyundaki eğriliğe uyum sağladığından boyun bölgesinde kalıcı skolyoz eğriliği gelişir..
Tedavisi nedir?
Tanı konur konmaz pasif germe egzersizlerine hemen başlanır.
Bebek sırtüstü sert bir zemin üzerine yatırılır. Yemek masasının üzerine serilen battaniye bu iş için idealdir. Egzersizin ilk aşamasında normal tarafın kulağı o taraf omzuna değecek şekilde boyun lateral fleksiyona zorlanır. İkinci aşamada çene gergin (kontrakte) taraftaki omuza yaklaşacak biçimde, baş düşey ekseni etrafında döndürülür. Üçüncü aşamada baş geride (ekstansiyonda) tutulurken, boyuna lateral fleksiyon ve rotasyon zorlamaları birlikte uygulanır. Her hareketin sonunda beşe kadar sayılarak kas gergin durumda tutulur ve her hareket en az yirmişer kez tekrarlanır. Bu seans günde 4 ila 6 kez tekrarlanır. Bu sırada gövde ve özellikle de kontrakte taraf omuzu diğer el yardımıyla sabit tutulur. Egzersizler nazik olarak yapılmalıdır, aksi takdirde kasta kısmi yırtılma olabilir. Egzersizler tercihen çocuk uyurken, ya da doymuş durumdayken yapılmalı, çocuk bıktırılmamalıdır.
Bebeğin sırtüstü yatması önlenir. Sesli uyaranlara yönelerek boynunu aktif olarak çevirmesi için, bebek normal tarafı duvar tarafına gelecek şekilde yatırılır. Bebek kontrakte taraftan emzirilir ve oyuncakları bu taraftan uzatılır. Sesli uyaranların (radyo, TV vb.) bu tarafta olmasına özen gösterilir.
Altı aylıktan ufak çocuklarda eğer etkili bir pasif germe egzersiz programı uygulanacak olursa tedaviye yanıt yüz güldürücüdür (% 76 ila % 97). Egzersiz programı en az 1 yıl sürdürülmelidir.
Nedbe dokusunun yerleştiği kas liflerinin normal kas liflerine oranı klinik tablonun şiddetini ve germe egzersizlerinden elde edilecek sonucu belirler. Eğer nedbe dokusu hakimse, kasın esnekliği azaldığından gerilebilme olasılığı da azalır ve egzersiz programı yetersiz kalır. Ayrıca 1 yaşından ufak olmasına karşın yüz asimetrisi bulunan veya boyun rotasyon hareketinde ileri kısıtlanması bulunan olgularda pasif germe egzersizlerinden sonuç alınması düşük bir olasılıktır. SKM kasında diffuz yayılım gösteren olgular da konservatif tedaviye dirençlidirler. Konservatif tedavinin en az 6 ay süreyle uygulanmasına karşın yanıt alınamayan olgularla, 1 yaşından sonra başvuran olgularda cerrahi girişim uygulanır.
Cerrahi girişimle boyun hareketlerindeki kısıtlılık ortadan kalkmakta, ancak cerrahi girişim 4 ila 5 yaşından sonra yapılmışsa yüzdeki asimetrinin belli bir miktarı kalıcı olmaktadır. Ayrıca omurlar da boyundaki eğriliğe uyum sağladıklarından 10 ila 12 yaşından sonra boyundaki eğrilikte tam bir düzelme mümkün olmamaktadır. Hasta bu gerçekler konusunda bilgilendirilmelidir.